Pek
çok ebeveyn çocuklarının hayatlarını yaşamaya çalışır. Kendilerinin
başaramadıkları şeyleri çocuklarının başarmasını isterler ya da hayatta
gerçekleştirmeyi başardıkları şeylerin aynılarını çocuklarının da başarmaları
gerektiğini düşünürler. Onların dünyadaki eşsiz yaratıklar olduklarını
akıllarına bile getirmezler. Onların duygu ve arzularına saygı göstermezler.
Halil Cibran "Peygamber” adlı kitabında bu konuyu çok hoş ifade eder.
Çocuklarınız sizin
çocuklarınız değildirler.
Onlar süregelen hayata
aittirler.
Onlar size gelmişlerdir. Sizden gelmemişlerdir.
Ve sizinle beraber olmalarına rağmen
size ait değildirler.
Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi
veremezsin.
Çünkü onların kendilerine ait
düşünceleri vardır.
Bedenlerine hükmedebilirsiniz ama ruhlarına
hükmedemezsiniz.
Onların ruhları sizin rüyalarınızda bile göremeyeceğiniz bir
geleceğin evinde yaşıyor.
Onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz
fakat onların sizin gibi olmaları için uğraşamazsınız.
Çünkü hayat geriye bakmaz ya da dünle
uğraşmaz.
Çocuklara kendi hayatlarını yaşama fırsatı vermek ve kendi hayallerini takip
ederken onlara destek olmak, aynı zamanda sizin de kendi hayallerinizi aktif
olarak takip etmeniz demektir. Bu da onları ihmal etmek ya da aşırı müsamahakâr
davranmak anlamına gelmez. Kendinize ait dolu dolu bir hayatınız olduğu zaman
çocuklarınızla beraber eğlenebileceğiniz bir nedeniniz olur. Çünkü o zaman
kendi hayatınızı doldurmak için çocuklara ihtiyacınız kalmayacak.
Jane Nelsen
* Çocuk Eğitiminde A'dan Z'ye Pozitif Disiplin kitabından alıntıdır.